“Düşün kainata sığmayan o Rab,Şu küçücük kalbi nasıl taht yapmış?Ondan ayrılığım bir kutsal azap;Hamuruma aşkı umutla katmış.Bir imtihandır bu, kurtuluşu zor."Bunu ancak seven aşacak!" diyor.Her şey sevgi üzre yaratılmıştır,Sevmemek hayattan, aşktan kaçıştır!”
“Sana bu aşkı anlatamam; yirmi altı veya otuz altı yaşına gelsen de anlatamam. Akla mantığa sığmayan bir şey olduğu için insana çok çekici geliyor zaten.”
“Aşkı ölçmek, sınamak, denemek ve kurtarmak için aşka yönelttiğimiz bütün bu sorular belki de her şeyin yanısıra aşkı kısaltmaya da yarıyor. Belki de sevemememizin nedeni çok sevmek istememiz, yani karşımızdaki kişiden hiçbir istekte bulunmaksızın, ondan onunla birlikte olmaktan başka bir şey istemeksizin kendimizi ona verecek yerde ondan bir şey (aşk) talep etmemizdir.”
“Aşkı aramadan evvel düşün bir,ya benden nasıl bir aşık olur?İnsanın sevdası karakterinin yansımasıdır.Sen kavgacı isen, ha bire öfkeli, aşkı da bir cenk gibi yaşarsın.Gönlü pak olanın sevgisi de saf olur.”
“Bu söylediğiniz bir an meselesidir." dedim. "İçinizde mevcut olan sevgi, alaka, sarih olarak bilinmeyen bazı vesilelerle, zamanı tayin edilemeyecek olan bir anda, birdenbire birikir, yoğunlaşır; nasıl tatlı tatlı ısıtan güneş ışığı bir zaman sonra bir noktada toplanıyor ve yakmaya başlıyorsa, kuvvetini fevkalade arttıran bu sevgi de sizi sarar ve tutuşturur. Onu dışarıdan birdenbire gelen bir şey zannetmek doğru değildir. O, içimizde zaten mevcut olan hislerin bizi şaşırtacak kadar şiddetlenivermesinden ibarettir.”
“Ne zaman ki dinlediğiniz şarkılar size onu hatırlatmaz; işte ancak o zaman hayattan bir tat alabilirsiniz .”