“deplasmanda plaseboallah'ım kaderimde anarşi ve protestoantidepresanlar ve içi boş bir gardıropne de çok yer kaplıyor mesela al pacinoyardımın gerekiyor kadıköy'deyim stop.allah'ım kaderim bu sentimental ambargo:alternatif referans potansiyel salvo yok,sadece klostrofobi, hicran türbülans ve şok;cariyeler çekilmiş yeraltına cumburlop.allah'ım kaderimi sen yazdın sen bilirsinkalbim oyuncak mı ne, ne kolay kırılıyor?"deplasmandır bu dünya" diyor albino şeyhimplasebo yutturuyor bana depresif doktor.allah'ım kaderimden şikayetçi değilimaksine bahtiyarım evrende bana da rolverdiğin için şahsen, allah'ım bizler seninfalsolu kullarınız, n'olur bizden razı ol.”
“Kendi varoluşun için mücadele et ve bunu yaparken başkalarına adaletli ol! Bu evrende başka da bir işin yok!”
“...Bu müzikal kapışmanın tek seyircisi olarak, kürsüde donup kalmıştım. Sevdiğim kadını bulmalıydım. Gerçi burada gebersem bile onun umursayacağı yok ya, benim haşat kalbim korkuyla değil aşkla çarpıyordu. Ve bu kurşun yağmurunun altındaki kan ırmağında, kupkuru bir adam, tabancasını alnıma doğrultmuş, cesetlerden oluşan bir köprüden bana doğru koşuyordu!..”
“Bana nefretle bakıyordu; bir ceylan ne kadar nefret edebilir?...Nefreti anında iğrentiye dönüştü. Bir adatavşanı ne kadar iğrenebilir?”
“Dünya yuvarlak," dedi mırıldanarak. "Gökyüzünün içi boş ve dünya yuvarlak."bu bilgi aklındaki herşeyi yeniden değerlendirmesine ve yeniden sınıflandırmasına neden olmuştu... hemen herşeyi. Dünyanın gerçek ölçüleriyle karşılaştırınca bir çok acıların ve insaanları üzen dertlerin ne kadar ıvır zıvır şeyler olduğunu farketmişti.Çünkü gökyüzü bir boşluktu ve dünya yuvarlaktı.”
“* Savaş kararı mı aldın? O halde sen hastasın! Savaşa mı katıldın? O halde sen hastasın! Silah mı üretiyorsun? O halde sen hastasın! Hepsini reddet ve sağlıklı ol, insan ol, normal ol, gerçek bir adam ol!”
“Felek, tesadüflerle sağ gösterir ve gerçeklerle sol vurur. Mutluluk bu ikisi arasında geçen sürede yaşanır.”