“Lope De Vega'ya, Shakespeare'e, Marlowe'a, Ibsen'e, Moliere'e, saygım sonsuzdu; gelgelelim artık tiyatro çağı kapanmıştı. Hayatın kendisi öylesine hileli hale gelmişti ki, tiyatroda ancak can çekişme sahnelenebilirdi.”
“Artık özgürüm...Öyle yalnızım ki!”
“Bu duruma düşeceğine, ölseydi keşke! Böyle gözlerini uzaklara dikip , kendisini görmeden, her şeyi, gökleri, ağaçları; oynayan, araba çeken, düdük çalan, düşen çocukları bile katlanılmaz hale getirince oturamıyordu yanında; her şey katlanılmaz hale gelmişti.”
“Bulutların hızlı uçuşları, ışık ve karanlığın birbirini kovalaması beni öylesine sarhoş eder ki uyanık olduğum halde düş görürüm”
“Geçmiş bir ecza dolabı kadar temiz ve "steril".Geçmişteki hiçbir şeyin değiştirilemezliği,ölüme yakın bir keskinlik kazandırıyor yaşadıklarına.Geçmişe hiç dokunulamıyor.Hatıra,zalim kudretini dokunulmazlığından alıyor.Tek tek kişilerin hayatları masala benzese de,hayatın kendisi oyuna benziyor.”
“İşte gerçek bu! Gerçek mi? diye burun kıvırdı gün görmüş hakim, "Kendisi de sayısız insan tarafından anlatılmış sayısız hikayeden ibaret olan gerçeği kim bilebilir ki?"Oturuma ara verildi.”