“mutlu musunuz peki?""huzurluyum. Mutluluk benim icin hicbir zaman onemli olmadi. Daha cok raslanti gibi yasadim mutlulugu. Kisa anlarin hediyesi gibi. Yasamin karsima cikardigi bazi anlar benim icin mutluluk demekti, o kadar...”
“Yetkin, ama acı veren bir büyü ile buradasınız! Benim burada olduğum gibi, daha da elle tutulur biçimde; ben neredeysem siz de oradasınız, benim olduğum kadar, daha da belirli.”
“Benim mutluluk kapasitemi bir kibrit kutusuna sığdırabilirsin. Hem de içindeki kibritleri bile çıkarmadan.”
“Bana sorarsanız gerçek mutluluk yaz yağmuru gibi birden boşanmaz insanın başına. Davranışımıza, çevremizdeki insanlarla ilişkimize her gün azar azar çekidüzen vererek eksiklerimizi tamamlarız. Yavaş yavaş biriken bir şeydir mutluluk.”
“Neredeyse safak vaktiydi, geceyle gunduz arasindaki o tekinsiz esige ramak kala. Hala mumkun avuntu bulmak ruyalarda ama onlari silbastan insa etmek icin artik cok gec.”
“Ama onlar beni de Booper'ı da -kız kardeşim- böyle sevmiyorlar. Yani olduğumuz gibi sevemiyorlar. Bizi birazcık değiştirmezlerse sevemiyorlar. Bizi sevme nedenlerini neredeyse bizi sevdikleri kadar,hatta çoğu zaman bizden daha fazla seviyorlar. Herkes diğerini sevdiği ölçüde, onu sevme nedenini seviyor, hatta çoğu zaman bu nedeni daha da çok seviyor. O zaman pek iyi olmuyor.”