“İçimde düğümlenen sıkıntıları şöyle tığı alıp da soksam içimdeki bir yerlere.”
“O kadar çok şey öğrendim ki, artık birşey öğrenmek istemedim. Sustum sonuna kadar. Susmalarım bir yerlere sığmadı, mızraklı birşeyler olup peşime düştüler.”
“Hayatında hiç balık tutmamış, bununla müthiş bir gurur duyuyor. Bir düşün, o balık sensin, o olta, senin boğazına geçiyor, ciğerlerini yırtıyor.”
“İçimdeki kıpırdanışları dinliyorum. Bir şeylere açılmak, bir yerlere koşmak, dünyayı kavramak istiyorum. Dünyanın bize yaşatılandan, öğretilenden daha başka olduğunu seziyorum.”
“Kürekleri kullan, yoksa ya hiçbir yere gitmezsin ya da istenmeyen bir yerlere sürüklenirsin!”
“Sanem'le öğle yemeğine çıkacaktık! Sonrası gelirdi nasıl olsa. Çoluk çocuk, şöyle uygun bir kooperatif, derken Ayvalık'ta yazlık...Hele bir öğlen yemeğine çıkalım da.”
“... bir armağan, bir mucize olduğu söylenen şu hayatın saçma sapan bir şekilde bitebileceğinden korktum hep. İçimde böyle bir korku varken de hayatın tam da bu şekilde, yani saçma sapan bir şekilde sürdüğünü anlamadım. Asıl bundan korkman gerektiğini anlamadım.”