“Kendim için sık sık düşündüğüm bir şeydi bu. Başım ağrısa da iki hap içmeye kalksam, gözüm ilaçların tamamına takılırdı; yüksekten bakarken bazen yer çekerdi beni; ellerimi yıkarken bileklerimin içinde kalınca ve şişkin duran damarlarımdan parmaklarımı alamazdım, delinmesi halinde kanımın bir anda boşalacağını düşünürdüm. Beni engelleyen şeyin ne olduğunu hiç bir zaman bilemeyeceğim. Galiba kendime yaşamak için bir nedenim yok derken, aslında ölmek için bir nedenimin olmadığını görüyordum. Ben kimdim ki ölecek?”