“Ama bugün bunca şey değişip dururken kendimizi değiştirmek, biz erkeklerin de görevi değil mi? Bir parça gelişmeyi, aşktaki çalışma payımızı zamanla ve yavaşça üzerimize almayı deneyemez miyiz? Aşkın bütün zahmetinden bizi azat ettiler ve böylece aşk, eğlencelerimiz arasına düştü; nasıl ki birçoğunun oyuncak dolabına bazen, iyi cinsten tentene parçası düşer, çocuğu sevindirir, sonra sevindirmez olur ve sonunda o kırık, o parça parça eşyalar arasında, bütün hepsinden daha kötü, kalakalır. Biz bütün amatörler gibi kolay hazlarla bozulduk ve usta diye geçiniyoruz. Başarılarımızı hor görsek, hep kendi hesabımıza başkalarına gördüğümüz aşk işini öğrenmeye ta başından başlasak nasıl olur? Madem bunca şey değişiyor, gitsek de bir yeni başlayan gibi başlasak?”