“Dünyaya alışmamış ve alışamayacak adımlarla yürüyorlardı..”
“Tıpkı çölde yürüyen bir deve kervanı gibi hayatın zorluklarına karşı dayanıklı ol ve kararlı adımlarla yürü.”
“Fikirlerin vasıtasıyla zihninin penceresini açarsın ve dünyaya bir merhaba dersin.”
“Edebi eserler, insanı yeni ve mesut, başka iyi ve güzel bir dünyaya götürmeye yardım etmiyorlarsa neye yarar?”
“Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazen o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve sefadan, lezzet ve şehvetten bir alem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı.”
“Geçmiş zamanları bilmek ve onları yeniden anmak arzusu bizim kendimize olan aşkımızdan doğar. Kendimize duyduğumuz bu sevgi, artık bizimle yaşamayan insanlar ve nesnelerle bizim aramızda bir bağ kurarak umutlanır ve deyim yerindeyse, onları benimseyerek yaşamımızı uzatmak ister. Bu arzu yüzyıllara yayılma ve bir başka dünyaya sahip olma düşünü sever.”