“Kitaplar demiştim ve nerelere kadar geldim. Sanırım biraz da bu yüzden seviyorum kitapları; sizi nereye kadar götüreceklerini asla bilemiyorsunuz.”
“Keşke sana ne kadar yalnız olduğumu anlatabilsem. Burasının ne kadar soğuk ve sert olduğunu. Her yerde bir çelişki ve cefa var. Tanrı'nın bu yeri unuttuğunu düşünüyorum. Sanırım cehennemi gördüm ve o beyaz, cehennem sevgili Edith, kar beyazı..." E. Gaskell - Kuzey ve Güney”
“Fakat eve gittim. Şehrin bir ucundan öbür ucuna.Kenar mahalleler. Birbirine ufunetli adaleler gibi geçmiş, yaslanmış tahta evler. Her yağmurda, her küçük fırtınada sancılanan ve biraz daha eğrilip büğrülen bu evlerin önünden her geçişimde, çoğunun ayrı ayrı maceralarını takip ederdim. Kiminin kaplamaları biraz daha kararmıştır, kiminin şahnişini biraz daha yumrulmuştur, kimi biraz daha öne eğilmiş, kimi biraz daha çömelmiştir; ve hepsi hastadır, onları seviyorum; çünkü onlarda kendimi buluyorum; ve hepsi iki üç senede bir ameliyat olmadıkça yaşayamazlar, onları çok seviyorum; ve hepsi, rüzgârdan sancılandıkça ne kadar inilderler ve içlerinde ne aziz şeyler saklarlar, onları çok... çok seviyorum.”
“Dersine çalışmamış, yeni anlatılanları biraz da bu yüzden anlamayan çocuklar gibiyim.”
“Ne kadar acıyorum kendime; bu yüzden başkalarına acımaya fırsat bulamıyorum. Bütün acımamı kendime harcadım.”
“Bak bunlar ellerin senin bunlar ayakların Bunlar o kadar güzel ki artık o kadar olur Bunlar da saçların işte akşamdan çözülü Bak bu sensin çocuğum enine boyuna Bu da yatak olduğuna göre altımızdaki Sabahlara kadar koynumda yatmışsınBak bende yalan yok vallahi billahi Sen o kadar güzelsin ki artık o kadar olur”