“Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında bir düşünceninUnutmamak için çünkü unutuşun kolay ülkesindeyizÖlü balıklar geçiyor kırışık bir denizin sofrasındaVe ellerinde fenerleriyle benim arkadaşlarımDurmadan düşünüyorumNe kadar çok öldük yaşamak için.”
“Bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu bilerek yaşamak...”
“Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim.”
“Arabaları gözlerken hep böyle onulmaz bir duygu, sanki çok uzaklardaymış, denizin ortasında yapayalnızmış gibi bir duygu kaplardı yüreğini; bir gün bile yaşamak çok, çok tehlikeliydi onca, hep böyle düşünmüştü.”
“(...) Çünkü ortalama yeteneklerle doğan birisi için kendinden çok daha yetenekli insanlarla yaşamanın çoğu kez kendi gelişimini engelleyen bir etken olduğunu gözledim. (...)”
“Artık Maria Puder, yaşamak için kendisine kayıtsız ve şartsız muhaç olduğum bir insandı. Bu his ilk anlarda bana da garip geliyordu. Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan bir insanın vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi? Fakat bu hep böyle değil midir? Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz? Ben de, o zamana kadarki hayatımın boşluğunu, gayesizliğini sırf böyle bir insandan mahrum oluşumda bulmaya başlamıştım.”