“Bazan Füsun'un hayallere daldığını yüzünden anlar, onun hayal ettiği ülkeye gitmek ister, ama kendimi, hayatımı, ağırlığımı, masada oturuşumu çok umutsuz bulurdum.”
“Yanılıyordu. Hep yanılmıştı. O ebedi bir yolcuydu. Onun gideceği son bir durak yoktu. İlk kimliğine ulaşmıştı, ama bu hedef de bir aşamadan başka bir şey değildi. Çok yakında yeniden hafızasını yitirecekti. Yeni kişiliğinin üstesinden gelmeye çalışacak, ama olduğunu iddia ettiği kişi olmadığını anlayacaktı. Böylece hep gerçek "ben"i bulma umuduyla araştırmaya yeniden başlayacaktı. Ama o "ben" yoktu.Onu ebediyen kaybetmişti.”
“Dünyada gereğinden çok kadın vardı; ama yalnız bir teki yoktu...”
“Gitmekten yılmayacağım.Kentlere gitmek,kocalara gitmek,geri dönmek,ülkelere gitmek,tımarhaneye gitmek,gene gitmek,gene gelmek,hiçbir şey yıldırmayacak beni.Yaşamı,GİTMEK olarak algılıyorum.”
“Ama toplum, anne olmaktan çok üvey annedir, gururunu okşayan çocukları sever.”
“Ama ben en çok şeyiEn kısa zamanda sana söyledim...Yalnız sana.”