“I don't love her anymoreSoWhy should I walkNightsBy the tavernWhere I drankEvery nightThinking of her?”
“all the pretty woman thoughtthe poems i wrote on lovewere meant for them.and i always felt badlyabout having written themjust for the hell of it.***Bütün güzel kadınlar zannettiler kiAşk üzerine yazdığım her şiirKendileri için yazılmıştır.Bense daima üzüntüsünü çektimOnları iş olsun diye yazdığımıBilmenin.”
“Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?Her zaman güzel mi bu kadar,Bu eşya, bu pencere?Değil, Vallahi değil;Bir iş var bu işin içinde.”
“Sanma ki derdim güneşten ötürü; Ne çıkar bahar geldiyse? Bademler çiçek açtıysa? Ucunda ölüm yok ya. Hoş, olsa da korkacak mıyım zaten Güneşle gelecek ölümden Ben ki her nisan bir yaş daha genç, Her bahar biraz daha aşığım; Korkar mıyım? Ah, dostum, derdim başka...”
“Aşk, benim için de, benim gibiler için de, biraz fazla. Fazla güzel bir şey. Ne uçmak geliyor elimden, ne de ötmek. Her şeyden önce yiyip içmeye ihtiyacım var; halbuki, aşık olursam yiyip içemem.”
“İşsizlik kötü şey vesselam. İşsizliğin kötü olduğunu da yalnız aç kaldığım zamanlar, düşünüyorum. Can sıkıntısından, bunaldığım sıralarda da düşünsem ya. Olmuyor.”
“...hoşlanmışsam, onu sevmişsem neden ona kötü gözle bakmış olayım? Büsbütün, tersine iyi gözle bakmışım ki sevmişim. "Sevme" sözü de geniş bir söz. İnsan bir yemeği seviyor, bir rengi seviyor, bir kadını seviyor.”