“bir gün, bir an-bir günün bir anındaseni sevecek kadar-sana seni anlatsam başımdaysam sonunda-sonundaysam başındayürüyor yenilenen, yorulmayan bir anlam. sözcüklerin içinde-sözcüklerin dışında,düşünlerinde eksik, yaşamlarında tamam. sen de anlamalısın gidiyorken yanında,başına vura-vura ben sana anlatamam. üşünen gecelerin sıcak karanlığındaiki'den bir'i, bir'den iki'yi çıkaramam.”
“-Neyin var Arezki? Mutsuz görünüyorsun. Bir odamız olsun istemedik mi? Var işte. Yanyanayız. Nedir seni üzen? Neyin eksik? -Evet doğru görüyorsun. Bir şeyim eksik. Sana bunu anlatamam. Düş gücüm eksik. Geleceği canlandıramıyorum gözümde. Düşler alıp başlarını gittiler, geri gelmiyorlar…”
“Dünya ilişkilerin üzerine kuruludur, başka bir şeyin değil. Onlar da bir gün senden bir iyilik isteyeceklerdir; sen de saygı gösterecek ve bir zamanlar sana yardımcı olan bu insanlara yardım edeceksin ve zaman içinde tüm dünyaya ağlarını yayacak, ihtiyacın olan herkesi tanıyor olacaksın ve çevrende yarattığın etki sürekli büyüyecek.”
“Bir gün sana dünyada dayanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğretecem.”
“Siz insanlar temel bir sorun olduğunu hiç fark etmediniz mi? Hayır mı? İşte sana bir ipucu... Mutlu bir sonla üzücü bir sonun arasındaki tek fark şudur: Birinde sonun zamanını sen belirlersin.”
“Yeni yılın sana yeni bir şey getirmesi için bir hamle yap, kozasını yırtan bir kelebek gibi! Bir hamle yap!”