“Bir diş çektirdikten sonra bile yerinde ağızdan daha büyük bir boşluk kaldığı zannedildiği halde, ayrılan bir bacağın yerinde kalan uçurumun baş dönmesine nasıl alışılır?”

Peyami Safa

Explore This Quote Further

Quote by Peyami Safa: “Bir diş çektirdikten sonra bile yerinde ağızdan … - Image 1

Similar quotes

“Kimse kimseye acımasaydı, hiç bir insan acınacak halde bulunmazdı.”


“Samim, tahlilinin neticesinden olduğu kadar, onu biraz evvelki heyecanlarından kurtarıp hislerini soğutan düşüncelerinin sakin bünyesinden de gelen bir ferahlıkla derin bir nefes aldı ve yatağına baktı. Artık uyuyabilirdi. Islık çalarak soyunmaya başladı. Pijamasının bir ayağını geçirdiği zaman durdu. Islıkla çaldığı hava, Meral’le beraber arada bir mırıldandıkları bir halk türküsüydü. Bir gün, Necip Bey korusunun tepesinde, birbirlerinin ellerini olanca kuvvetiyle sıkarak, uzakta bir gramofonun çaldığı bu havayı dinlemiş ve beraber sevmişlerdi. Sonra bir çok tabiat gezintilerinde ve yalnızlık anlarında beraber mırıldandıkları bu melodiyi Samim’in şimdi hatırlaması, şuur altından, biraz evvel tahmin ettiği sürprizlerden biriydi. Pijamasının ikinci ayağını geçiremeden, gözleri uzun müddet daldı. Ayrılma kararına hatıralar tarafından gelen ilk isyanı bastırmak için yapılacak bir şey var mıydı? Otomatik mücadelesinde ruhu yalnız bırakmak daha doğru olmaz mıydı? Zekanın müdahalesi, deminden beri tecavüze uğradığı için şuuraltı siperlerinde bir karşı taarruza hazırlandığı anlaşılan ihtirası büsbütün azdırmaz mıydı?”


“Bu fırsatı sana bahşettiğinden dolayı Allaha şükret. Günah işlemek vesilesi, nadiren elimize geçer, en faziletkar adamların bile hayatta beklediledikleri şey bu fırsattır. Bana günahsız bir zevk gösteremezsin. Manevilerini bir tarafa at.”


“Günah işlemek vesilesi, nadiren elimize geçer, en faziletkâr adamların bile, hayatta bekledikleri şey bu fırsattır. Bana günahsız bir zevk gösteremezsin. Mânevîlerini bir tarafa at. Saadet ve günah, aynı mahiyetin iki türlü ismidir. Kendini iyice yokla, günahsız geçirdiğin günlere yanarsın. İhtiyarlığın en büyük aczi, artık günah işlemeye tâkati kalmamasıdır. Zevk, tabiyatın seciyesidir. Zekânın yaratıcı bir kuvvet olmaktan çıkması, vücûdun arzularına muhalefet etmesinden ileri geliyor. İstediğin herşeyi yap ve yapabileceğin şeyi iste, hiçbir kaideye kulak asma. Yaşamanın sırrı budur!”


“Âşıklara haber vermek isterim. Kalbin bütün meseleleri kalbde halledilir. Çünkü bir hissin hakkından ancak başka bir his gelir. Ümitsiz bir aşkın panzehiri nefrettir.”


“Kalbin bütün meseleleri yalnız kalbde halledilir. Çünkü bir hissin hakkından ancak başka bir his gelir. Ümitsiz bir aşkın panzehiri nefrettir. Fikirler ancak bu mukavemet hislerini yaratan tahrik ve telkin unsurlarıdır.”