“İçindeki 'sinemadan çıkmış kişi'yi öldürdüler. ...İnsanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır. ...İnsanlarda anlayamadığı bir şey de gazete okumalarıydı. Neden her sabah içlerini karartmak gereği duyarlardı acaba? ...İnsanların yaşamasında önemli olan ayrıntılar değil mi? Ayrıntısız yaşayan yalnız bitkiler. Azotlu, sulu, klorofilli, güneş ışıklı bir yaşama... Ya insanlar? Onların yaşamasında her şey ayrıntı. Önemli olan yemek değil, yenecek yemeğin çeşididir; giysi değil, giysinin çeşidi; ayakkabının çeşidi. Günlerin adı bile... Belli günlerde belli yaşamaları vardır. Pazar günleri pazarlık yaşamalarını kuşanırlar, çarşambaları çarşambalık! Hep ayrıntılar! ...Neredeydi insanlar? Onlar yalnız evleri yanarken dışarı uğrarlar. ...Gücün dyanmaktansa yalnızlığıma kaçarım. Bana tek insan yeter. Sevişen iki kişinin kurduğu toplum. Toplumsal yaratıklar olduğumuza göre, insan toplumlarının en iyisi bu daracık, sorunsuz, iki kişilik toplumlar değil mi? ...-Normal bir insan değil. Korkmuyor musun ondan? -Hayır, seviyorum. Normal insanlardan korkarım ben. ...Bir şey var, ama eksile eksile var. ... Okulda balık gözlü bir çocuk vardı. Neden insan gözlü balıklar olmasın?”