“Benim beklediğim aşk başka! O, bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. Sevmek ve hoşlanmak başka, istemek bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka… Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilemez bir istemek!”
Analysis of Quote from Sabahattin Ali
In this quote from Sabahattin Ali, the speaker expresses their view on love and the nature of desire. The speaker distinguishes between love, liking, and desire, emphasizing that love is a powerful and uncontrollable form of wanting. The speaker suggests that love goes beyond rationality and logic, describing it as a force that consumes the whole being - mind, body, and soul. The use of strong language such as "mukavemet edilemez bir istemek" (an irresistible desire) conveys the intense and overwhelming nature of love as described by the speaker. Overall, the quote captures the complex and enigmatic essence of love as an all-encompassing and insatiable desire.
Modern Relevance
In this quote by Sabahattin Ali, the concept of love is explored beyond mere liking or attraction. The idea of love as an intense desire that encompasses the whole being is highlighted, suggesting that true love requires a strong and unwavering commitment. This sentiment is still relevant today, as it emphasizes the depth and complexity of love, going beyond superficial feelings to a profound and unshakable connection.
Sabahattin Ali on Love
"Benim beklediğim aşk başka! O, bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. Sevmek ve hoşlanmak başka, istemek bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka… Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilemez bir istemek!” - Sabahattin Ali"
Reflection Questions:
In this quote from Sabahattin Ali, the idea of love being an irresistible desire is explored. Reflect on the following questions to delve deeper into the concept of love as an all-consuming force:
- How do you personally define the difference between loving someone, liking someone, and wanting someone with your entire being?
- Have you ever experienced a love that felt like an uncontrollable, all-encompassing desire? How did this affect your thoughts and actions?
- Do you believe that love can be defined or categorized, or do you think it is a complex and ever-evolving emotion that defies explanation?
- How does the idea of love being an irresistible desire resonate with you personally? Would you agree that true love involves a deep, overwhelming want for the other person?
- Reflect on a time when you have felt a strong, undeniable desire for someone or something. How did this experience influence your understanding of love as a powerful force?
Similar quotes
“Kalbin bütün meseleleri yalnız kalbde halledilir. Çünkü bir hissin hakkından ancak başka bir his gelir. Ümitsiz bir aşkın panzehiri nefrettir. Fikirler ancak bu mukavemet hislerini yaratan tahrik ve telkin unsurlarıdır.”
“Aşkı ölçmek, sınamak, denemek ve kurtarmak için aşka yönelttiğimiz bütün bu sorular belki de her şeyin yanısıra aşkı kısaltmaya da yarıyor. Belki de sevemememizin nedeni çok sevmek istememiz, yani karşımızdaki kişiden hiçbir istekte bulunmaksızın, ondan onunla birlikte olmaktan başka bir şey istemeksizin kendimizi ona verecek yerde ondan bir şey (aşk) talep etmemizdir.”
“yok aşk değil, uyuşmak, anlaşmak, bütün o boktan şeyler değil. yok yok aşk değil, aşk hiç değil. onun bir sözcüğüyle yaşamımda yer alan her şeyi çöpe atmak isterdim. gelgelelim aşk değil bu, aşk hiç değil. bir şey arayan bir kadının aradığı şeyle karşılaştığında kendine iskambillerden kurduğu bir hayatın yıkılması gibi bir şey bu. Doppler etkisi.. ona yaklaşarak yok oldum.”
“Tehlikeli oyunlar oynanmıştır. İnsanın içinde ifade edilmez bir eksiklik duygusu kalır. Her şey başka türlü olabilirdi sanki. Bütün bu oyunlar bu kadar da kötü oynanmayabilirdi.”
“Tarihi seyirle beraber, tasavvufa diğer bütün ilimlerden daha çok şeyler karışmıştır. Bazen bu şeyler onu, bilmecelere, ilim değilmiş gibi ilimden ve nasslardan başka şeylere, tevhid, fıkıh ve usul-û fıkıh ilimlerinden uzak, hatta teşri ve takrirde vahiy derecesinde sırf ilhama çevirmişlerdir. Halbukî bütün İslâmî ilimler gibi tertemiz ve ayıklanmış olması gereken bir ilim için bu çok tuhaf ve garip bir şeydir.”