“Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş. Gene bu akşam anladım ki, onu kaybettikten sonra, ben dünyada ancak kof bir ceviz tanesi gibi yuvarlanıp sürüklenebilirim.”
In this quote from Sabahattin Ali, the speaker reflects on the profound impact that deep connections between individuals can have on one's life. The speaker realizes that the bonds between people can be even stronger than the connections to life itself. Furthermore, the quote highlights the devastating feeling of loss that comes with losing a loved one, emphasizing the sense of emptiness and aimlessness that can follow such a loss. This quote captures the intense emotions and vulnerability that can arise from human relationships, as well as the profound impact that losing someone can have on an individual.
In this quote by Sabahattin Ali, the speaker reflects on the intense connection between people and the immense grief that follows losing someone dear. In today's world, where relationships are often fleeting and connections can be easily severed, this sentiment still holds true. The pain of losing someone close to us can leave us feeling adrift in a vast and indifferent world, highlighting the fragility of human connections in the modern age.
"“Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş. Gene bu akşam anladım ki, onu kaybettikten sonra, ben dünyada ancak kof bir ceviz tanesi gibi yuvarlanıp sürüklenebilirim.” - Sabahattin Ali"
After reading this quote by Sabahattin Ali, take a moment to reflect on the following questions:
Have you ever experienced a deep connection with someone that felt stronger than just a mere attachment to life?
How do you think losing someone important to you would impact your sense of purpose and direction in life?
Reflect on a time when you faced a loss or separation - how did you cope with the feelings of emptiness and loss?
Do you believe that forming strong emotional bonds with others is worth the risk of potential pain and suffering when those bonds are broken?
“Sonra anladım ki, Sonya, herkesin akıllı olmasını beklemeye kalkarsam bu çok uzun sürecek… Sonra gene anladım ki, asla gerçekleşemeyecek bir şeydir bu, insanlar asla değişemeyeceklerdir, kimse de değiştiremeyecektir onları, bunun için çaba harcamaya değmez… Evet, böyle işte! Bir doğa yasasıdır bu… Yasa, Sonya, doğa yasası! Öyle işte!.. Şimdi şunu biliyorum Sonya, akılca da ruhça da kim sağlamsa, güçlüyse insanlara o hükmedecektir. Kim daha yürekliyse o haklıdır… Kim daha çok şeyi umursamıyorsa yasa koyucu o oluyor, gözü en pek olan herkesten haklı çıkıyor… Şimdiye dek böyle gelmiş, böyle gidecek! Ne var ki körler göremezler bunu!”
“Bir akşam onu bir günbatımı önünde dindarca düşünür buldum, güneş vadiyi bir yatak gibi göstererek dorukları öyle bir şehvetle kızartıyordu ki, doğanın yaratıklarını aşka çağırmasına aracılık eden şu durasız ilahiler ilahisini duymamak olanaksızdı.”
“(..)Sonra Nazlı’yı kaybettim. Şimdi bazen düşünürüm: Ne olurdu, aramızda her şeyi konuşmuş olsaydık. Nazlı bana evden ayrıldıktan sonra nasıl yaşadığını anlatsaydı, neden birdenbire kaybolmak istediğini açıklasaydı. O kadar sevdiğim karımın hayatına ait bir kısmı, hiç bir zaman bilemedim. Sanki iki yıl, Nazlı hiç yaşamadı bana göre. Biliyorum, denebilir ki, üzücü olaylarla karşılaşacaktı; insan, belki de hiç istemediği sözleri duyacaktı. Olsun; hiç bilmemekten, bir insan hayatının o kadar yılını hiçe saymaktan daha iyidir herhalde. Onun iki yılını yok saymakla, onun bu yıllarda neler hissettiğini bilmek istememekle, çok sevdiğim bu insana da bir bakıma hürmetsizlik etmiş oldum.(..)”
“Tarihi seyirle beraber, tasavvufa diğer bütün ilimlerden daha çok şeyler karışmıştır. Bazen bu şeyler onu, bilmecelere, ilim değilmiş gibi ilimden ve nasslardan başka şeylere, tevhid, fıkıh ve usul-û fıkıh ilimlerinden uzak, hatta teşri ve takrirde vahiy derecesinde sırf ilhama çevirmişlerdir. Halbukî bütün İslâmî ilimler gibi tertemiz ve ayıklanmış olması gereken bir ilim için bu çok tuhaf ve garip bir şeydir.”
“Son derece mümkündür ki bir büyükbaba torunlarından daha çok bilimsel bir akla sahip olabilir! Toplumlar her zaman ileri gitmezler! Bazen eski kuşaklar çok daha şanslıdırlar!”