“...hayata karşı bıkkınlığı ve çaresizliği uçup gitmişti. Şimdi kendine güveniyor, iradesinin hayatına istediği şekilde istikamet verecek kudrette olduğunu görüyor ve olgun bir insan, bir kadın gibi düşünüyordu.”
“Kalbime bir bıçak saplanmış gibi hissediyordum ve başımdan geçen tüm olaylara rağmen hâlâ incitilmek için sonsuz ve engellenemez bir potansiyelim olduğunu keşfetmiştim.”
“O kadar az yaşadım ki sanki hiç ölmeyecekmişim gibi düşünme eğilimindeyim; insan hayatının bu kadarcık bir şeye indirgenmesi gerçek olamazmış gibi geliyor bana; elinizde olmadan, er ya da geç bir şey olacak diye hayal ediyorsunuz. Büyük hata. Bir hayat pekâlâ da boş ve kısa olabilir. Günler ne bir iz ne bir anı bırakmadan sefil bir şekilde akıp gider; ve sonra bir anda duruverir.”
“Tıpkı çölde yürüyen bir deve kervanı gibi hayatın zorluklarına karşı dayanıklı ol ve kararlı adımlarla yürü.”
“Bazen Komyagin içinden şöyle düşünüyordu: Bir ya da iki ay sonra yeni bir hayata başlarım, resimleri bitiririm, şiirleri tamamlarım, dünya görüşümü baştan sona gözden geçiririm, dokümanları hale yola koyarım, düzgün bir işe girerim, örnek işçi olurum, bir kadın-arkadaş sever ve evlenirim... Bir-iki ay kadar sonra zamanın kendisinde de özel bir şey gerçekleşeceğini ve duraklayıp kendisini hareketinin içine alacağını umuyordu, oysa yıllar penceresinin önünden dur durak bilmeden, mutlu bir tesadüf denk gelmeksizin geçip gidiyordu. O zaman Komyagin yatağından kalkıyor ve polis dayanışma görevlisi sıfatıyla millete kalabalık mahallerde ceza kesmeye gidiyordu.”
“Kendini bilen, akıllı-uslu bir adam, kendine karşı son derece titiz değilse ve kendisini nefret edercesine küçümsemiyorsa gururlu da değildir.”