“Kitaplar yeni tanıdıklarına karşı çok ketum olurlar. Bir kere de onlarla laubali oldunuz mu size malik oldukları her şeyi verirler ve onlar bizim isteyebileceğimiz her şeye fazlasıyla maliktirler. Kitapları bir kadın gibi sevenler, yalnız bekar odalarının azabını daha az duyarlar. Ellerinde bir kitapla beraber yattıkları, başuçlarındaki lambayı yaktıkları zaman, bahtiyar bir evlilik hayatının daima tekrar edilen saadetini hissederler. Kitaplarla zifafa girmesini bilen adam, beşerliğinden kurtulmaya başlamıştır.Ve biz daima, daima beşeriz.”

Sabahattin Ali

Sabahattin Ali - “Kitaplar yeni tanıdıklarına karşı çok...” 1

Similar quotes

“Odamda beni kitaplarım bekler. Bu yegane tesellidir. Hereşyasını ayrı ayrı ve gayet iyi tanıdığım bu odada yalnız onlarher zaman için yeni bir koku taşırlar. Her zaman söyleyecek birçok lafları vardır. Mesela, masanın kenarındaki ucu kırıkmermer tütün tablasını belki yüz defa üstten, alttan, sağdan,soldan tetkik etmiş, elime alarak saatlerce kırık yerdeki ince damarlarıve pürüzleri seyretmişimdir. O, bana artık kendi sesimkadar bildiktir. Halbuki en çok okuduğum bir kitabın en çokokuduğum bir satırı bile bana bazan başka şeyler söyleyebilir.Yalnız onların böyle en mahrem taraflarını bile görebilmek içinuzun bir beraberlik lazımdır. Kitaplar yeni tanıdıklarına karşıçok ketum olurlar. Bir kere de onlarla laubali oldunuz mu sizemalik oldukları her şeyi verirler ve onlar bizim isteyebileceğimizher şeye fazlasıyla maliktirler. Kitapları bir kadın gibi sevenler,yalnız bekar odalarının azabını daha az duyarlar. Ellerindebir kitapla beraber yattıkları, başuçlarındaki lambayı yaktıklarızaman, bahtiyar bir evlilik hayatının daima tekrar edilensaadetini hissederler: Kitaplarla zifafa girmesini bilen adam,beşerliğinden kurtulmaya başlamıştır. Ve biz daima, daima beşeriz.”

Sabahattin Ali
Read more

“Tramvaylarla ilgili her zaman üzücü bir şey vardır, belki de hayatlarımız gibi oldukları için: Hiçlikten ortaya çıkar ve kalabalıkların ufkunda yok olurlar.”

Mehmet Murat ildan
Read more

“Ne oluyor?" diye başını kaldırdığı zaman tavanın tepesinden uçmuş olduğunu ve yıldızların elle tutulacakmış gibi yakından odasına sarktıklarını gördü ve sonra sevdiği kadın bu yıldızlara basarak, onlara tutunarak, onların ışığıyla sarınarak odasına girdi. Abdullah, bir kere kapısını çalmamış, semtine uğramamış olan bu güzel mahlukun, böyle uçan bir çatıdan ve bir yıldız kasırgası içinde odasına tavandan girmesine hiç de hayret etmedi. Zaten, bu güzel ve asil mahlukun kendisiyle aynı hamurdan yuğrulmuş olduğuna hiçbir zaman inanamamış, onun çok yüksek, büsbütün başka ve erişilmez bir alemden gelmiş bir mevcut olmasına daima ihtimal vermişti.”

Ahmet Hamdi Tanpınar
Read more

“Bu oda karanlık” diyordum, “bu oda yalnız bugün değil, her zaman böyle karanlık.. Burada kitaplarımla ben yaşarız ve bize aydınlık getirecek kimsemiz yok… Ben burada yalnızlığı bardak bardak içiyorum. Ve ihtiyar kanepelerle konuşmak istediğim zaman, onlar artık bana anlatacak yeni bir şey bulamıyorlar.. Sen bu odaya hiç görülmemiş bir şey gibi geldin.. Bu sarı duvarlar, bu yıllanmış eşya seni bir daha unutamazlar. Bana her gün senden bahsedeceklerdir. Onlar da benimle beraber seni arayacaklar, buraya her girişimde sorucu gözlerle bakarak: “Nerede o?..” diyeceklerdir. Tahmin etmiyorum ki senin bulunduğun yerler buradan daha aydınlık olsun. Buraya gelmek, tekrar başını göğsüme koymak, ellerini böyle yumruk yaparak avucuma vermek istediğin anlar olacaktır. O zaman hiç düşünmeden gel; beni kitaplarımın temiz arkadaşlığından ayıracağından korkma.. ”

Sabahattin Ali
Read more

“Sonuçta düşüncelerin de, ne kadar herhangi bir özden yoksunmuş gibi görünürlerse görünsünlet, bir destek noktasına ihtiyaçları vardır, aksi takdirde dönmeye ve anlamsız bir biçimde kendi etraflarında çember çizmeye başlarlar; onlar da hiçliğe dayanamazlar. İnsan birşey bekliyordu, sabahtan akşama kadar bekliyordu ve hiçbir şey olmuyordu. İnsan tekrar tekrar bekliyordu. Hiçbir şey olmuyordu. İnsan bekliyor, bekliyor, bekliyordu. Düşünüyor, düşünüyor, düşünüyordu.Şakakları ağrımaya başlayana kadar düşünüyordu. Hiçbir şey olmuyordu. İnsan yalnız kalıyordu. Yalnız. Yalnız.”

Stefan Zweig
Read more