“Odamda beni kitaplarım bekler. Bu yegane tesellidir. Hereşyasını ayrı ayrı ve gayet iyi tanıdığım bu odada yalnız onlarher zaman için yeni bir koku taşırlar. Her zaman söyleyecek birçok lafları vardır. Mesela, masanın kenarındaki ucu kırıkmermer tütün tablasını belki yüz defa üstten, alttan, sağdan,soldan tetkik etmiş, elime alarak saatlerce kırık yerdeki ince damarlarıve pürüzleri seyretmişimdir. O, bana artık kendi sesimkadar bildiktir. Halbuki en çok okuduğum bir kitabın en çokokuduğum bir satırı bile bana bazan başka şeyler söyleyebilir.Yalnız onların böyle en mahrem taraflarını bile görebilmek içinuzun bir beraberlik lazımdır. Kitaplar yeni tanıdıklarına karşıçok ketum olurlar. Bir kere de onlarla laubali oldunuz mu sizemalik oldukları her şeyi verirler ve onlar bizim isteyebileceğimizher şeye fazlasıyla maliktirler. Kitapları bir kadın gibi sevenler,yalnız bekar odalarının azabını daha az duyarlar. Ellerindebir kitapla beraber yattıkları, başuçlarındaki lambayı yaktıklarızaman, bahtiyar bir evlilik hayatının daima tekrar edilensaadetini hissederler: Kitaplarla zifafa girmesini bilen adam,beşerliğinden kurtulmaya başlamıştır. Ve biz daima, daima beşeriz.”