“Yeni resim gökyüzü kadar manasız ve boş, fakat gökyüzü kadar derin ve zengindir. Maviliği seven bir adamın yeni resmi sevmemesine imkan yoktur. Fakat maviliği sevebilmek meseledir.”
“Dünya yuvarlak," dedi mırıldanarak. "Gökyüzünün içi boş ve dünya yuvarlak."bu bilgi aklındaki herşeyi yeniden değerlendirmesine ve yeniden sınıflandırmasına neden olmuştu... hemen herşeyi. Dünyanın gerçek ölçüleriyle karşılaştırınca bir çok acıların ve insaanları üzen dertlerin ne kadar ıvır zıvır şeyler olduğunu farketmişti.Çünkü gökyüzü bir boşluktu ve dünya yuvarlaktı.”
“Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez'in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf'un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu.”
“Bazen etrafımızda o kadar esrarlı bir hâdise olur ki ince teferuatına kadar bunu sezeriz, fakat hiçbir şey idrak etmeyiz; ruhumuzun içinde ikinci bir ruh her şeyi anlar, fakat bize anlatmaz, böyle korkunç işaretlerle bizi muammanın derinliklerine atar ve boğar.”
“İşte adaşım, sana seven bir Çingene'nin hikayesi. Çiçeklerin açtığı mevsimde, senin kollarına yaslanan ve çiçekler kadar güzel kokan bir vücutla uzak su kenarlarında oturmak ve öpüşmek, yoruluncaya kadar öpüşmek hoş şeydir... Seni gördüğü zaman zalimce başını çeviren mağrur bir dilberin kapısı önünde ve ay ışığı altında sabaha kadar dolaşmak, bunu candan arkadaşlara ağlayarak anlatmak, -söz aramızda- gene hoş şeydir. Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek onu koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnız bu sevmektir.”
“Fakat yüzüncü defa söylüyorum ki, insanın kasten, şuurlu olarak zararlı, manasız, hatta son derece budalaca bir arzuya kapıldığı bir durum, tek bir durum vardır.: yalnız akla uygun şeyler istemek zorunda kalmayıp, ne kadar manasız olursa olsun "istemek hakkına" sahiptir.”