“Bunun burasına İstanbul demişler, yaşaması hem güç, hem zevkli oluyor. Doğuyu batıyı, yetmiş iki milleti kucağında barındıran şehrimizde Amerikan modeli iş adamından, Avrupakâri centilmenden tutunuz, mağaza adamına kadar her türlü insan tipi, bir o kadar da hayat tarzı vardır. Biz tevekkeli değil, en medeni gurbette bile sıkılırız, hep İstanbul'u sayıklarız, bu ebedî Babil'i, bu şehir kılığındaki minyatür imparatorluğu.”
“Bir can kardeşliği, bir kader yoldaşlığı olmalı arada. Onda idealimizi görmeseydik bu derece sevdasına düşemezdik. Zira milletler olsun fertler olsun daima kendi kendilerinin en olgun en güzel portresine aşıktırlar. Olgunluğu ve güzelliği vücuda getiren vasıflar ise çeşitli istidatlara göre değişir değerlendirilir.”
“Mükemmel bir sistem olan İslamiyet kaşanesinin, bütününü açıklamaksızın bir tek yapı taşının vücud-ı hikmetini izah etmek güç, hatta imkansız.”
“İnsan işinin ehli olabilmek için biraz da işinin kurbanı olmalıdır.”
“Kendi kendinden azat olmak dünyaya gelirken getirdiğimiz masum melek ruhunun üstüne hayatın yüklediği parazit tabakasını sıyırıp atmak isteyen insanın yanına arkadaş lazım değil.”
“Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?Her zaman güzel mi bu kadar,Bu eşya, bu pencere?Değil, Vallahi değil;Bir iş var bu işin içinde.”
“Biricik mevzudur: Kendi vicdanına karşı sağlam veya çürük çıkmak.”