“Taklidin sınırlarını idrak edersek, bu konuda hatanın çok yapıldığı yerleri de anlarız. Öyle ki taklidin caiz olmadığı yerde bazılarının taklid yaptığını, caiz olduğu yerde de yapmaktan kaçındığını, herhangi birine nispet edilen ve yalan olup asla dayanmayan hatalarda güven ve itimad duygusuyla taklid yapıldığını görüyoruz. Bütün bunlardan Müslümanın kendini kurtarması lazımdır.”
“Kuran'ın tamamı lafzen mütevatirdir. Yine sünnette birçok nasslar lafzan ve manen mütevatirdir. Bu kabilden olup manası açık ve delaleti kesin olan şeyler hepsi dinde zaruri olarak bilinen şeyler babındandır. Müslümanların onları bilmemesi ve başkasını taklid etmesi caiz değildir.”
“Taklidin, biçimciliğin olduğu yerde,çoğunluğun doğru düşündüğü varsayılan yerde adalet olamaz.”
“Niçin bu kadar bağlıyım geçmiş zamana? De ki: Hayatının boşluğa savrulan yüzünden öyle çok nefret ediyorsun ki, seni mutsuz eden bu yüze yıllarca bakmak, ellerinle kavramak ve anlamak istiyorsun.”
“Aşkı ölçmek, sınamak, denemek ve kurtarmak için aşka yönelttiğimiz bütün bu sorular belki de her şeyin yanısıra aşkı kısaltmaya da yarıyor. Belki de sevemememizin nedeni çok sevmek istememiz, yani karşımızdaki kişiden hiçbir istekte bulunmaksızın, ondan onunla birlikte olmaktan başka bir şey istemeksizin kendimizi ona verecek yerde ondan bir şey (aşk) talep etmemizdir.”
“Onlara göre, durmadan kitap okuduğum -hatırladığıma göre çok okumazdım doğrusu- ve misafirlerin yanına çıkmadığım -bu 'yanına çıkmak' deyimi beni ürpertirdi, içime bulantı verirdi- ve gereken yerde gereken kelimeyi bulamadığım için -bu nedenle bana aptal da derlerdi- anormaldim.”