“Silahşor ona, "Ölümden sonra hayat olduğuna inanıyor musun?" diye sordu.Brown başını salladı. "Evet. Bence ölümden sonraki hayat bu işte.”
“Ölümden korkuyordum. Ölümden o kadar korkuyordum ki belki de ölüyorsunuzdur diye, size bakamıyordum bile. Benim için ölmemenin, eğer bulabilirsem, bir... bir yolu olduğundan başka hiçbir şey düşünemiyordum. Fakat, sanki büyük bir yara varmış da kanıyormuş gibi, -sizinki gibi- hayat sürekli akıp gidiyordu. Fakat her şeyde bu vardı. Ve ben hiçbir şey, hiçbir şey yapmadım; sadece ölmenin korkusundan saklanmaya çalıştım.”
“Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü doldurn hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?”
“Ölümden korktuğumuzdan değil yaşadığımız, biz savaşmayı sevdiğimizden yaşarız.”
“Bu karmaşık evrende basit bir hayat yaşamaktan daha güzel hiçbir şey yoktur!”
“Mesele çıkmasın diye elinizden geleni yapıyorsunuz!İşte bu ikiyüzlülüğünüze dayanamıyorum!”