“Ama her şey yalnızlık içinde büyüdü. Büyüdü. İnsan sevgisi zaman zaman yalnızlığımızın boyutlarını aştı, zaman zaman da insanlar yalnızlığımızı birbaşınalığımızdan daha derin, daha dayanılmaz boyutlara iteledi. O zaman kentin denizlerini izledik. Dalgaların köpüklerinin sonsuzluğu anımsattığı bir zaman ışığında. Kuzey rüzgarının mavi-yeşile bürüdüğü suların yüzeyinde. O kentte kimse mutlu olmadı, ama kimse de mutsuz değildi. Çünkü kimse inanmaz mutluluğa.”
“İnsan hayata erken atılmışsa, bir gün dinleneceğini düşündükçe belli bir huzur duyar. Belki de zaman geçtikçe bedenlerimiz. Bazı şeyleri bize daha zor kabul ettirdiğinden. Bir şey gitgide daha güç ve yorucu bir hale gelir; o zaman sonsuza dek uyuma düşuncesi, eskisi kadar korkutmamaya başlar.”
“Ama onlar beni de Booper'ı da -kız kardeşim- böyle sevmiyorlar. Yani olduğumuz gibi sevemiyorlar. Bizi birazcık değiştirmezlerse sevemiyorlar. Bizi sevme nedenlerini neredeyse bizi sevdikleri kadar,hatta çoğu zaman bizden daha fazla seviyorlar. Herkes diğerini sevdiği ölçüde, onu sevme nedenini seviyor, hatta çoğu zaman bu nedeni daha da çok seviyor. O zaman pek iyi olmuyor.”
“İnsan mutluluğun hep sonradan farkına varır. Ah, o zaman ne mutluymuşum, keşke daha dikkatli olsaymışım.”
“Bütün kadınlar erkeklerden daha maddecidir. Biz aşktan muazzam bir şey yaparız, onlarsa her zaman terre-a-terre.”
“Bir şeyle ilgili mutsuzsan, mutlu olacak binlerce başka şey her zaman bulabilirsin!”