“Nereye baktıklarını, ne gördüklerini bilmiyorlar.”
“Bir yere ait olmayan insanlar ne olacak?""Nereye? Nereye ait olmayan?""Herhangi bir yere. Herhangi bir şeye, herhangi bir kimseye. Fiziksel olarak bir bağı olmayanlar. Uzay boşluğundaki kuyrukluyıldızlar gibi hiçbir çekim gücüne tabi olmayanlar.”
“-Peki bundan sonra ne olacak? Nereye gidiyoruz? Cennet diye bir yer yok mu?-Hayır Jonathan öyle bir yer yok. O ne bir yer, ne de bir zaman. Cennet, kendinde kusursuzluğu bulmaktır.”
“Nehre sor, nereden geliyor? Yanıt almayacaksın. Nehre sor, nereye gidiyor? Yanıt almayacaksın, çünkü nehir tam bu anın içinde yaşıyor; ne geçmişte ne gelecekte, sadece bu anın içinde!”
“Beyazlardan biri bana:- "Beyazlardan önce siyahlar dünyaya geldiyse o zaman hak iddia edebilirler," dedi. "Ama ne beyazlar ne de siyahlar köklerinin nereden geldiğini bilmiyorlar."Sadece beyazlar üstünlük iddiasında. Ama beyazın üstünlüğü nereden geliyor? Zenci içiyorsa beyaz da içiyor. Beyazın tutulduğu hastalığa zenci de tutuluyor. Beyaz acıkırsa, zenci de acıkıyor. Tabiat ayrılık gözetmiyor.”
“Dünya, kamçısını kaldırdı işte; bakalım nereye indirecek?”