“Tanrı sizi benim 'çılgınlıklarım'dan korusun; beni de sizin 'bilgeliğiniz'den koruması için ruhumun olanca gücüyle ona yalvarıyorum.”
“Annem bana dua etmeyi öğretti, ona da kendi annesinin öğrettiği bir duaydı bu: Şimdi uykuya yatıyorum. Ruhumu koruması için İsa'ya dua ediyorum. Geceleri, ben küçük yatağımın yanında diz çöküp onun sözlerini tekrarlarken, o da ağzından hiç düşürmediği sigarası ile yanı başımda ayakta bekler, beni dinlerdi. Tek dileğim dua etmekti ama sözleri kafamı karıştırırdı ve annemi soru yağmuruna tutardım. Ruh nedir? Ne renktir? Çok yaramaz olduğu için ruhumun ben uyurken gizlice kaçıp sonra da geri dönmeyeceğinden korkuyordum. Uyuyakalmamak için elimden geleni yapardım; böylece ruhumu ait olduğu yerde içimde tutacaktım.”
“Aşk, benim için de, benim gibiler için de, biraz fazla. Fazla güzel bir şey. Ne uçmak geliyor elimden, ne de ötmek. Her şeyden önce yiyip içmeye ihtiyacım var; halbuki, aşık olursam yiyip içemem.”
“Başlangıçta hiçbir şey yoktu. Bu hiçlik, ne boştu, ne de muğlak: Kendinden başka hiçbir şeyle adlandırılamazdı. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü. Dünyada hiçbir şeyi boşuna yaratmazdı. Hiçlik ona uygun olmaktan ziyade onun için iyiydi: Onu dolduruyordu”
“Şarap içiyorum, doğrudur.Aklı olan da beni haklı bulur.İçeceğimi biliyordu Tanrı.İçmezsem Tanrı yanılmış olur.”
“Benim için 'ölüyor' dediler, dışarı çıktım”