“Kaynak metne (metnin diline, ait olduğu kültüre) bağlı kalmak ile çeviri metnin dilinin ve ait olduğu kültürün gereklerine, okurun beklentilerine bağlı kalmak kutupları arasında denge bulmaktan söz eden adaylar aslında, bize göre, gerçek sadakatin koşullarını dile getiriyorlar çünkü sadakatin yalnızca kaynak metne bağlılığı kapsayan tek kutuplu bir kavran olmaması gerekir. Böylesi ancak biçimsel, mekanik bir benzerlik olabilir, metnin algılanmasını engelleyebilir. Çevirinin erek kültürde okunan, anlaşılan, anlamı ve işlevi olan, hele tat veren, sonuçta da kaynak metni temsil eden bir şiir haline gelebilmesi, ikinci kutbun gereklerine uymasına bağlı.”
“Bir elmanın bir meyve olduğu, bir babanın baba, bir savaşın savaş olduğu, bir gerçeğin gerçek olduğu, bir yalanın yalan olduğu, bir aşkın aşk olduğu, bir bıkmanın bıkma olduğu, bir başkaldırmanın başkaldırma olduğu, bir sessizliğin bir sessizlik olduğu, bir haksızlığın bir haksızlık olduğu, bir düzenin bir düzen ve bir evliliğin bir evlilik olduğu, olacağı günler gelecekti, inanıyordu Tante Rosa.”
“Ruhların ve manaların birliği ve benzerliği kalıpların karşı karşıya gelmesine nasıl bağlı olabilir ki, aynı aşıyı yemiş bir gül ağacı, yedi günlük yolda da yetmiş günlük yolda da aynı evsafı haizdir.”
“En büyük bilgelik şu andan zevk almayı hayatın en büyük amacı kılmaktır, çünkü tek gerçek budur, başka her şey düşünce oyunudur. Ama bunun en büyük budalalığımız olduğunu da söyleyebiliriz, çünkü yalnızca kısa bir süre için var olan ve bir rüya gibi kaybolan içinde bulunduğumuz bu an asla ciddi bir çabaya değmez.”
“Özgür bir insanın kararlarının akılla bağlantılı olduğunu savunan alışılageldik görüşler, Zohar' ın deyimiyle... seçim ve özgürlüğün doğasını görmezden gelmemize neden olmuştur.Çağdaş fiziğin tanımladığı özgürlük, aklımızın gücüne bağlı bildik inanç sistemimize hiç de uygun değildir." Aldığımız kararlara eşlik eden "niçin" in "çünkü" sü yoktur. Tam tersine, "çünkü" yü açıklayan mantığın oluşmasına neden olan şey, yapmış olduğumuz seçimdir ve bir seçim yaparken o seçimi yapmamıza bir de neden yaratırız.Seçim,Kierkegaard' ınn vaktiyle "kader sıçraması"dediği yoğun bir özgürlük anında yapılmıştır. Bu nedenledir ki varouşçu psiyikaytri "neden"lerle değil, "nasıl" varolmakta olunduğu"yla ilgilenir.Engin Geçtan - Hayat”
“Kişinin özel hayatının mahrem köşelerini bilmek isteği biraz da bizim süfli arzularımızın eseridir. Evet, o tarafı var, ama edebiyat esas itibarı ile ulvi olana yönelmeli. Ulvi olanın vücut bulması için süfli olanın zikredilmesi zaruri olsa bile bunun bir ölçüsü vardır. Her ne yaparsak yapalım Hududullah'a bağlı kalmak ilkemiz olmalıdır.”