“Monica, "Asker adam, dinle," dedi, elleriyle insanlara gülmeyi kesmelerini işaret etti. "Asker adam, gidip onur yiyecek, vicdan mı içeceksin? Karın ve çocukların, elin boş döndüğünü görünce seni mutlu mesut karşılayacaklar mı? Sana daha önce de söylemedik mi? Sen delisin. Yalnızca deliler orduda albay olup ülkeden para çalmadan döner.”
“* Savaş kararı mı aldın? O halde sen hastasın! Savaşa mı katıldın? O halde sen hastasın! Silah mı üretiyorsun? O halde sen hastasın! Hepsini reddet ve sağlıklı ol, insan ol, normal ol, gerçek bir adam ol!”
“Birisi seni eleştirdiğinde mutlu ve müteşekkir ol, çünkü sana mesele üzerinde daha kesin ve daha ayrıntılı düşünme fırsatını vermişlerdir!”
“Siz insanlar temel bir sorun olduğunu hiç fark etmediniz mi? Hayır mı? İşte sana bir ipucu... Mutlu bir sonla üzücü bir sonun arasındaki tek fark şudur: Birinde sonun zamanını sen belirlersin.”
“Kılıcı eline aldın mı, barıştan konuşma hakkını kaybedersin! Barış ve sevgi adamı eline asla kılıç almaz!”
“Ama o zamanlar böyle görünmüyordu, gerçek değildi' dedi Parish. 'Hayır o zamanlar yalnızca bir fikirdi'dedi adam, 'ama denemeye değer olduğunu düşünseydin fikri sen de görebilirdin.”