Thomas Bernhard photo

Thomas Bernhard

Thomas Bernhard was an Austrian writer who ranks among the most distinguished German-speaking writers of the second half of the 20th century.

Although internationally he's most acclaimed because of his novels, he was also a prolific playwright. His characters are often at work on a lifetime and never-ending major project while they deal with themes such as suicide, madness and obsession, and, as Bernhard did, a love-hate relationship with Austria. His prose is tumultuous but sober at the same time, philosophic by turns, with a musical cadence and plenty of black humor.

He started publishing in the year 1963 with the novel Frost. His last published work, appearing in the year 1986, was Extinction. Some of his best-known works include The Loser (about a student's fictionalized relationship with the pianist Glenn Gould), Wittgenstein's Nephew, and Woodcutters.


“Onu ertesi gün yine bir gezintiye davet etmenin doğru olup olmayacağı konusunda emin değildim. Bütün gün evdeydim, daha doğrusu alt kattaki odalarda kaldım, beni bütün öğleden önce ve öğleden sonranın büyük bölümünde meşgul eden İranlı kadını düşünmekten birden bir kitabın yardımıyla kurtulma gereğini duydum ve uzun zaman sonra, kesinlikle haftalar sonra bir şey okumayı beceremedikten sonra, şimdi yine yukarıdaki kitap odasına çıkabildim. Yukarıdaki odaların en küçüğünü kendime kitap odası diye adlandırılan bir oda olarak düzenlemiştim ve içinde okuma dışında hiçbir şeyin yapılamayacağı biçimde tasarlamıştım, kitap ve yazılarla uğraşılır biçimde, bu amaçla bu odaya tek bir sandalye koymuştum, o da tek pencerenin önünde duruyordu, sert, her açıdan rahat olmayan ve tamamen basit bir sandalyeydi, okuma amaçlı olanlar içinde insanın düşünebileceği en uç örnekti ve böylece pencerenin önündeki ahşap sandalyede oturarak, eğer karar vermişsem hiç rahatsız edilmeden hangisi olursa olsun istediğim kitaba dalabiliyordum, o öğleden sonra, çok iyi anımsadığım üzere, anne tarafımdan büyükbabamdan kalan mirasla elime geçen Schopenhauer’in İstem ve Tasarım Olarak Dünya’sını okudum, okumaktan, beni her açıdan aklayacak bir zevkten başka bir şey beklemediğim zamanlarda hep bu kitabı okurdum. İstem ve Tasarım Olarak Dünya daha gençlik yıllarımdan bu yana benim için felsefe kitaplarının en önemlisi olmuştu ve kendimi onun etkisine bırakmış, yani kafamın bütünüyle tazelenmesine hep güvenmiştim. Başka hiçbir kitapta hiçbir zaman daha duru bir dil ve aynı biçimde duru bir akıl bulamadım, hiçbir edebiyat yapıtı bende daha derin bir etki yaratmadı. Bu kitapla birarada olduğum zaman hep mutluydum. Ama çok ender bu kitap için mutlaka gereken doğal ve zihinsel hazırlığa sahiptim ve bu yüzden çok ender olarak bu olağanüstü ve doğrusu dünya hakkında karar veren kitapla birarada olmaya olanağım vardı, çünkü İstem ve Tasarım Olarak Dünya tpkı az sayıdaki diğer en yüce kitaplar gibi, yalnız en uç yetenekte ve bu yüzden algılama yeteneğinde ve algılama onurunda insana açılır ve deşifre olurlar. Bu olanağa o günden sonra en büyük ölçüde sahiptim. Beni yalnız uzun olmakla kalmayıp mutlaka son yılların en uzun süren yalıtılmışlığından ve düş kırıklığından da çekip çıkaran İranlı kadınla karşılaşma, kelimenin tam anlamıyla, onunla karaçam ormanına yaptığım gezintinin, ki sadece yüzeysel bakıldığında başarısız olmuş, gerçekte ise tam tersi bir etki yapmış olmasının, benim bu kadar uzun süre sonra yine kitap odamda ve üstelik de hemen İstem ve Tasarım Olarak Dünya ile sakinleşmemin ve beni hoş bir ruh durumuna sokmasının en son nedeni değildi. Hele bir saat ya da uzun bir süreyi İstem ve Tasarım Olarak Dünya ile geçirdikten sonra birdenbire doğabilimsel çalışmalarıma istek duyacağım aklıma gelmezdi ve ben kalkıp kitap odasından dışarı çıkıp, içine doğabilimsel çalışmalarımı, yani bütün doğabilimsel yazılarımı ve bu doğabilimle ilgili diğer yazı ve kitapları kilitlediğim odaya gittim. Aylardır bu yazıları ve yazıların yazılarını ve kitapları ve kitapların kitaplarını görememiştim, çünkü en derin düş kırıklığı içindeydim. Bu durum artık son bulmuştu.”
Thomas Bernhard
Read more
“With its population made up of two categories of people, those who do business and those upon whom they prey, the city has only a painful life to offer the young person who goes there to learn and to study; for sooner or later anyone who lives there, whatever his constitution, becomes disturbed and is eventually deranged and destroyed by the city, often in the most deadly and insidious manner.”
Thomas Bernhard
Read more
“Nothing but disaster follows from applause.”
Thomas Bernhard
Read more
“everything is ridiculous if one thinks of death”
Thomas Bernhard
Read more
“o sırada benim için öylesine bambaşka, yeni bir insandı ki, üstelik de yıllar yılı hiçbirine duyduğum kadar hayranlık duyduğum öyle bir ailenin adını taşıyordu ki, o an işte benim kurtarıcım, dedim içimden. şehir parkının sırası üzerinde otururken birden tekrar bütün bunların apaçık bilincine vardım ve şu dokunaklı halimden, eskiden hiçbir zaman içime girmelerine izin vermediğim ama şimdi zorla, sıkış tıkış içime soktuğum büyük laflardan da utanmadım, şu anda bana müthiş iyi geliyorlardı, onların üzerimdeki etkisini hafifletmeye kalkışmadım. serinleten bir yağmur gibi bütün sözcüklerin üzerimden kayıp gitmelerine izin verdim. ayrıca bugün düşünüyorum da, hayatımızda gerçekten önemi olmuş kişilerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez, kaldı ki çoğu kez bu bir tek el bile bu insanları onun üzerinde sayabileceğimize inanma sapkınlığımıza karşı koyar, çünkü açık konuşmak gerekirse büyük olasılıkla tek parmak bile yetecektir bu iş için. ama çok iyi bildiğimiz gibi, bu tür hastalıklı saçmalar olmadan da dayanma noktası zaten epeyce zorlanmış beyinlerimizin, yaş ilerledikçe daha da güçleşen olmadık cambazlıklarıyla, kendimize katlanılabilir bir durum yaratıyoruz ve zaman zaman her şeyden tamamıyla vazgeçmemek için üç ya da dört kişide karar kılıyoruz. bu üç dört kişi bize uzun vadede bir şeyler, bir şeyler değil çok şeyler vermişlerdir, hatta dünyamızın kritik noktalarında bizim için hayatın anlamı, hatta hayatın ta kendisi olmuşlardır, ama unutmayalım ki bu bir avuç içi ölüler olur çoğunlukla, yani uzak ya da yakın tarihte ölmüş kişiler, çünkü acı tecrübe bize öğretmiştir ki, değerlendirmemize bugün hala yaşayanları, varlığımızı yanlarında sürdürdüğümüz kişileri sokarsak, tümden, en acı ve gülünç biçimde yanılırız.”
Thomas Bernhard
Read more
“Und ich denke heute, die Menschen, die in unserem Leben wirklich etwas bedeutet haben, können wir an den Fingern einer Hand abzählen und sehr oft sträubt sich sogar diese eine Hand gegen die Perversität, in welcher wir glauben, eine ganze Hand zum Abzählen dieser Menschen heranziehen zu müssen, wo wir doch, wenn wir ehrlich sind, wahrscheinlich ohne einen einzigen Finger auskommen.”
Thomas Bernhard
Read more
“Nur hat der Paul dieses sein Denkvermögen genauso ununterbrochen beim Fenster hinausgeworfen, wie sein Geldvermögen, aber während sein Geldvermögen sehr bald endgültig zum Fenster hinausgeworfen und erschöpft gewesen war, war sein Denkvermögen tatsächlich unerschöpflich; er warf es ununterbrochen zum Fenster hinaus und es vermehrte sich (gleichzeitig) ununterbrochen, je mehr er von seinem Denkvermögen aus dem Fenster (seines Kopfes) hinauswarf, desto mehr vergrößerte es sich, das ist ja das Kennzeichen solcher Menschen, die zuerst verrückt sind und schließlich als wahnsinnig bezeichnet werden, dass sie immer mehr und immer ununterbrochen ihr Geistesvermögen zum Fenster (ihres Kopfes) hinauswerfen und sich gleichzeitig in diesem ihrem Kopf ihr Geistesvermögen mit derselben Geschwindigkeit, mit welcher sie es zum Fenster (ihres Kopfes) hinauswerfen, vermehrt. Sie werfen immer mehr Geistesvermögen zum Fenster (ihres Kopfes) hinaus und es wird gleichzeitig in ihrem Kopf immer mehr und naturgemäß immer bedrohlicher und schließlich kommen sie mit dem Hinauswerfen ihres Geistesvermögens (aus ihrem Kopf) nicht mehr nach und der Kopf hält das sich fortwährend in ihrem Kopf vermehrende und in diesem ihrem Kopf angestaute Geistesvermögen nicht mehr aus und explodiert.”
Thomas Bernhard
Read more
“Tačno je da sam srećan samo u kolima, između mesta sa kojeg sam krenuo i mesta ka kojem sam se uputio. Srećan sam samo kada putujem. Kada stignem, nebitno gde, odjednom postajem najnesrećnije moguće biće. U suštini, ja sam jedno od onih stvorenja koja ne mogu da podnesu da se nalaze bilo gde i srećna su samo između mesta. Godinama sam verovao da će me takvo katastrofalno stanje neizbežno odvesti u potpuno ludilo, kojega sam se pribojavao celog života.”
Thomas Bernhard
Read more
“One day you're cut off, at the very start you're cut off and can't go back, the language you learn and the whole business of walking and all the rest is for the sake of the single thought, how to get back again.”
Thomas Bernhard
Read more
“I avoid literature whenever possible, because whenever possible I avoid myself...”
Thomas Bernhard
Read more
“We have to keep company with supposedly bad characters if we are to survive and not succumb to mental atrophy. People of good character, so called, are the ones who end up boring us to death.”
Thomas Bernhard
Read more
“Die Großväter sind die Lehrer, die eigentlichen Philosophen jedes Menschen, sie reißen immer den Vorhang auf, den die andern fortwährend zuziehen.”
Thomas Bernhard
Read more
“What can you do. You get a name, you're called 'Thomas Bernhard', and it stays that way for the rest of your life. And if at some point you go for a walk in the woods, and someone takes a photo of you, then for the next eighty years you're always walking in the woods. There's nothing you can do about it.”
Thomas Bernhard
Read more
“Everything is what it is, that's all. If we keep attaching meanings and mysteries to everything we perceive, everything we see that is, and to everything that goes on inside us, we are bound to go crazy sooner or later, I thought.”
Thomas Bernhard
Read more
“The thinking man always finds himself in a gigantic orphanage in which people are continually proving to him that he has no parents.”
Thomas Bernhard
Read more
“All of living is nothing but a fervid attempt to move closer together.”
Thomas Bernhard
Read more
“You are never truly together with one you love until the person in question is dead and actually inside you.”
Thomas Bernhard
Read more
“The essential elements of a person come to light only when we must regard him as lost to us, when everything he has done seems to have been a taking leave of us. Suddenly the true nature of everything about him that was merely preparation for his ultimate death becomes truly visible.”
Thomas Bernhard
Read more
“Ne var ki Paul bu düşünce zenginliğini tıpkı parasal zenginliği gibi hiç durmaksızın, sürekli boşa harcadı ama parasal zenginliği çok geçmeden kesinlikle harcanıp bittiyse de, düşünce zenginliği gerçekten tükenecek gibi değildi; o dur durak bilmeden boşa harcayıp durdukça düşünce zenginliği ( eşzamanlı olarak ) ardı arkası kesilmeden çoğaldı, bundan ne kadar çoğunu ( kafasından ) kapı dışarı ettiyse, bu zenginlik o kadar daha büyüdü. Önceleri sadece deli olup da sonunda cinnetlik denen bu kişilerin ortak özelliğidir, ruh zenginliklerini dur durak bilmeden ( kafalarından ) kapı dışarı ederler ama eşzamanlı olarak kafalarındaki ruh zenginliği onların bunu ( kafalarından ) kapı dışarı ettikleri hızla çoğalır. Gitgide daha fazla ruh zenginliğini ( kafalarından ) kapı dışarı ederler, eşzamanlı olarak bu zenginlik çoğalır da çoğalır, tabii daha da göz korkutucu olup çıkar, sonunda ruh zenginliklerini ( kafalarından ) kapı dışarı etmekle başa çıkamaz olurlar ve kafa, içinde durmadan çoğalan, istiflenen bu ruh zenginliğini taşıyamaz olur ve patlar. İşte Paul’un kafası da Paul ruh zenginliğini ( kafasından ) kapı dışarı etmekle artık başa çıkamadığı için patlayıverdi. Nietzsche’nin kafası da bu yüzden patladı. Bütün deli düşünürlerin kafaları da sonuç olarak böyle patlamıştır, ruh zenginliklerini kapı dışarı etmekle başa çıkamadıkları noktada. Çünkü sonuç olarak, bu kafalarındaki ruh zenginliği kafaların sahiplerinin bu zenginliği ( kafalarından ) kapı dışarı edebildiklerinden çok daha büyük ve acımasız bir hızla, sürekli ve gerçekten ardı arkası kesilmeden çoğalır ve günün birinden kafalar patlar, ölürler.”
Thomas Bernhard
Read more
“En el fondo, el mundo, desde dondequiera que lo miremos, se compone de insoportabilidad. El mundo nos resulta cada vez más insoportable. El que soportemos lo insoportable es la capacidad para el tormento y el dolor, durante toda la vida, de cada uno, hay en ello algunos elementos irónicos, un idiotismo irracional, y todo lo demás es calumnia.”
Thomas Bernhard
Read more
“Wenn wir nicht wüssten, wieviele Millionen von außerordentlichen Talenten an jedem Tage in aller Welt verkümmern müssen, weil sie von keinem aufgehoben und angepackt und entwickelt und schließlich zu den höchsten Höhen hinauf entwickelt werden!”
Thomas Bernhard
Read more
“[...] Das allerdings ist ein absurder Gedanke. Andererseits sind, wie ich im Laufe meines Lebens jetzt schon mit Entschiedenheit weiß, gerade die absurden Gedanken die klarsten Gedanken und die absurdesten die wichtigsten überhaupt.”
Thomas Bernhard
Read more
“Alles ist jeden Tag tagtäglicheine Wiederholung von Wiederholungen.”
Thomas Bernhard
Read more
“Nature, not yet polluted by human beings, hence his early rising.”
Thomas Bernhard
Read more
“I took a few steps toward the kitchen window although I'd already realized I couldn't look through the kitchen window because, as already mentioned, it's covered with filth from top to bottom. Austrian kitchen windows are all totally filthy and we can't look through them and naturally it's to our greatest advantage, I thought, not to be able to look through them because then we find ourselves staring into the mouth of catastrophe, into the chaos of Austrian kitchen filth.”
Thomas Bernhard
Read more
“After all, there is nothing but failure.”
Thomas Bernhard
Read more
“The only friends I have are the dead who have bequeathed their writings to me--I have no others.”
Thomas Bernhard
Read more
“Toda idea, al fin y al cabo, es una idea demencial.”
Thomas Bernhard
Read more
“We must allow ourselves to think, we must dare to think, even though we fail. It is in the nature of things that we always fail, because we suddenly find it impossible to order our thoughts, because the process of thinking requires us to consider every thought there is, every possible thought. Fundamentally we have always failed, like all the others, whoever they were, even the greatest minds. At some point, they suddenly failed and their system collapsed, as is proved by their writings, which we admire because they venture farthest into failure. To think is to fail, I thought.”
Thomas Bernhard
Read more
“People keep a dog and are ruled by this dog, and even Schopenhauer was ruled in the end not by his head, but by his dog. This fact is more depressing than any other.”
Thomas Bernhard
Read more
“The art historians are the real wreckers of art, Reger said. The art historians twaddle so long about art until they have killed it with their twaddle. Art is killed by the twaddle of the art historians. My God, I often think, sitting here on the settee while the art historians are driving their helpless flocks past me, what a pity about all these people who have all art driven out of them, driven out of them for good, by these very art historians. The art historians’ trade is the vilest trade there is, and a twaddling art historian, but then there are only twaddling art historians, deserves to be chased out with a whip, chased out of the world of art, Reger said, all art historians deserve to be chased out of the world of art, because art historians are the real wreckers of art and we should not allow art to be wrecked by the art historians who are really art wreckers. Listening to an art historian we feel sick, he said, by listening to an art historian we see the art he is twaddling about being ruined, with the twaddle of the art historian art shrivels and is ruined. Thousands, indeed tens of thousands of art historians wreck art by their twaddle and ruin it, he said. The art historians are the real killers of art, if we listen to an art historian we participate in the wrecking of art, wherever an art historian appears art is wrecked, that is the truth.”
Thomas Bernhard
Read more
“It would be wrong to refuse to face the fact that everything is fundamentally sick and sad.”
Thomas Bernhard
Read more
“Las palabras echan a perder lo que se piensa, el papel ridiculiza lo que se piensa.”
Thomas Bernhard
Read more
“Women were like rivers, their banks were unreachable, the night often rang with the cries of the drowned.”
Thomas Bernhard
Read more
“...He was just scraps of words and dislocated phrases.”
Thomas Bernhard
Read more
“The study of sickness is the most poetic of the sciences.”
Thomas Bernhard
Read more
“A criminal is undoubtedly a poor soul, who is punished for his poverty.”
Thomas Bernhard
Read more
“One might go to the bakery, perhaps," he said. "But did you know the baker has tuberculosis? All the people here run around in a highly infectious state. The baker's daughter has tuberculosis too, it seems to have something to do with the runoff from the cellulose factory, with the steam that the locomotives have spewed out for decades, with the bad diet that people eat. Almost all of them have cankered lung lobes, pneumothorax and pneumoperitoneum are endemic. They have tuberculosis of the lungs, the head, the arms and legs. All of them have tubercular abscesses somewhere on their bodies. The valley is notorious for tuberculosis. You will find every form of it here: skin tuberculosis, brain tuberculosis, intestinal tuberculosis. Many cases of meningitis, which is deadly within hours. The workmen have tuberculosis from the dirt they dig around in, the farmers have it from their dogs and the infected milk. The majority of the people have galloping consumption. Moreover," he said, "the effect of the new drugs, of streptomycin for example, is nil. Did you know the knacker has tuberculosis? That the landlady has tuberculosis? That the landlady has tuberculosis? That her daughters have been to sanatoria on three occasions? Tuberculosis is by no means on the way out. People claim it is curable. but that's what the pharmaceutical industry says. In fact, tuberculosis is as incurable as it always was. Even people who have been inoculated against it come down with it. Often those who have it the worst are the ones who look so healthy that you wouldn't suspect they were ill at all. Their rosy faces are utterly at variance with their ravaged lungs. You keep running into people who've had to endure a cautery or, at the very least, a transverse lesion. Most of them have had their lives ruined by failed reconstructive surgery." We didn't go to the bakery. Straight home instead.”
Thomas Bernhard
Read more
“...if that handsome fellow were a cripple he wouldn't repel me, but he isn't a cripple, he is that handsome fellow, so he repels me...”
Thomas Bernhard
Read more
“You've always lived a life of pretense, not a real life-- a simulated existence, not a genuine existence. Everything about you, everything you are, has always been pretense, never genuine, never real.”
Thomas Bernhard
Read more
“Then he had kept himself to himself, "in the way you might stick by a tree, which might be rotten, but at least it's a tree," and heart and understanding had been dismissed, pushed into the background.”
Thomas Bernhard
Read more
“I know nothing about nature. I hate nature, because it is killing me.”
Thomas Bernhard
Read more
“Träume und Märchen waren ihr eigentlicher Lebensinhalt, dachte ich jetzt. Deshalb hat sie sich auch umgebracht, dachte ich, weil ein Mensch, der nur Träume und Märchen sich zu seinem Lebensinhalt gemacht hat, in dieser Welt nicht überleben kann, nicht überleben darf, dachte ich.”
Thomas Bernhard
Read more
“In die Natur hineingehen und in dieser Natur ein- und ausatmen und in dieser Natur nichts als tatsächlich und für immer Zuhause zu sein, das empfände er als das höchste Glück. In den Wald gehen, tief in den Wald hinein, sagte der Burgschauspieler, sich gänzlich dem Wald überlassen, das ist es immer gewesen, der Gedanke, nichts anderes, als selbst Natur zu sein.”
Thomas Bernhard
Read more
“Very often we write down a sentence too early, then another too late; what we have to do is write it down at the proper time, otherwise it's lost.”
Thomas Bernhard
Read more
“Whatever condition we are in, we must always do what we want to do, and if we want to go on a journey, then we must do so and not worry about our condition, even if it's the worst possible condition, because, if it is, we're finished anyway, whether we go on the journey or not, and it's better to die having made the journey we're been longing for than to be stifled by our longing.”
Thomas Bernhard
Read more
“We publish only to satisfy out craving for fame; there's no other motive except the even baser one of making money....”
Thomas Bernhard
Read more
“Those who live in the country get idiotic in time, without noticing it, for a while they think it's original and good for their health, but life in the country is not original at all, for anyone who wasn't born in and for the country it shows a lack of taste and is only harmful to their health. The people who go walking in the country walk right into their own funeral in the country and at the very least they lead a grotesque existence which leads them first into idiocy, then into an absurd death.”
Thomas Bernhard
Read more
“Wir können uns einreden, dass wir mit einem Buch nicht allein sind, wie wir uns einreden können, dass wir mit einem Menschen nicht allein sind.”
Thomas Bernhard
Read more
“I had to spend my entire childhood in the Altensam dungeon like an inmate doing time for no comprehensible reason, for a crime he can’t remember committing, a judicial error probably.”
Thomas Bernhard
Read more